02 Nisan 2023 Pazar
Rusya-Ukrayna savaşı birinci yılı geride bırakırken, gökyüzünde dolaşan drone’ların vızıltısı, Ukraynalı askerler için günlük hayatın bir parçası haline geldi. Küçük boyutlu ve diğer askeri teçhizatlar göre genellikle daha ucuz olan drone’lar, askerlere cephane malzemelerinin yerini belirleme, bomba atışı ve anlık istihbarat gibi önemli avantajlar sağlıyor.
KİEV İHA’LAR SAYESİNDE FARK ATTI
Rusya Ukrayna’ya göre hem asker hem de teçhizat açısından çok daha büyük kaynaklara sahipken, Kiev insansız hava araçları sayesinde savaşta büyük bir farkyarattı.
Freeman Air & Space Enstitüsü eş direktörü Dr David Jordan’a göre Ukrayna, İHA verilerinden elde edilen gerçek zamanlı istihbarata göre hareket ettiği için Rusya’ya kıyasla İHA’lardan “daha büyük fayda” elde etti.
İngiliz Dailymail gazetesine Ukraynalıların savaşta daha yenilikçi ve taktiksel hareket ettiğini anlatan Jordan, “İHA’lar, bilgi toplama ve gözetleme açısından Ukrayna’nın savaş çabalarını gerçekten destekledi. ” ifadelerini kullandı.
ADINA ŞARKILAR YAZILAN İHA: BAYRAKTAR TB2
İngiliz Dailymail gazetesi de Rusya ve Ukrayna’nın kullandıkları İHA’ları karşılaştırdı ve Baykar tarafından üretilen Bayraktar TB2’ye dikkat çekti. Savaşta kullanılan İHA’ların listelendiği listede Bayraktar TB2 fark yarattı.
Ukrayna’nın işgalin başından bu yana Türk yapımı Bayraktar TB2 insansız hava araçlarını kullandığını belirten gazete, Ukraynalıların Bayraktar TB2 için şarkılar yazdığını hatırlattı ve şu ifadeleri kullandı;
“12 metre kanat açıklığına sahip olan ve 25.000 fit yüksekliğe kadar çıkabilen lazer güdümlü zırh delici bombalarla tankları ve ağır silahları imha eden Bayraktar TB2, Rusya’nın ezici askeri üstünlüğünün altını oymaya yardımcı oldu.
Nitekim Nisan 2022’de Rus savaş gemisi Moskva’yı Karadeniz’de batıran saldırıda Bayraktar insansız hava aracı kullanılmıştı.
Ukraynalıların yazdığı bir şarkıya konu olan insansız hava aracı 6,5 metre uzunluğunda, maksimum kalkış ağırlığı 650 kilogramve dört adede kadar lazer güdümlü bomba ile donatıldığında neredeyse 24 saat uçabiliyor.
Drone, Ukrayna’da kullanılmadan önce Suriye, Libya ve Azerbaycan’da kullanıldı.”
BAYRAKTAR TB2’NİN ÖZELLİKLERİ NELER?
Bayraktar TB2 Taktik Silahlı İnsansız Hava Aracı, keşif ve istihbarat görevleri için orta irtifa-uzun havada kalış süresi sınıfına giren (MALE) insansız hava aracıdır.
Üç yedekli aviyonik sistemleri ve sensör füzyon mimarisi ile tamamen otonom taksi, kalkış, iniş ve normal seyir kabiliyetine sahiptir.
Bayraktar TB2, Türk havacılık tarihinde havada kalma (27 Saat 3 Dakika ) süresi ve irtifa (25 bin 30 feet) rekorunu kırmıştır.
Bu ölçekte ihraç edilen ilk hava aracı unvanını da taşıyan Bayraktar TB2’nin temel uçuş performansı şöyle;
-18,000 Feet Operasyonel İrtifa
-27 Saat Maksimum Havada Kalış Süresi
-Tam Otomatik Uçuş Kontrol ve 3 Yedekli Otopilot Sistemi (Triple Redundant)
-Yer Sistemlerine Bağımlı Olmaksızın Tam Otomatik İniş ve Kalkış Özelliği
-GPS Bağımlılığı Olmaksızın Dahili Sensör Füzyonu İle Seyrüsefer Özelliği
-25.000 Feet Maksimum İrtifa
BAYRAKTAR TB2’nin gelişmiş özellikleri ise şöyle;
-Tam Otomatik Seyir ve Rota Takibi Özelliği
-Dahili Sensör Füzyonu Destekli Hassas Otomatik Kalkış ve İniş Özelliği
-Tam Otomatik Taksi ve Park Özelliği
-Yarı Otonom Uçuş Modları Desteği
-Hata Toleranslı ve 3 Yedekli Sensör Füzyonu Uygulaması
-Çapraz Yedekli YKİ Sistemi
-Özgün Yedekli Servo Aktüatör Birimleri
-Özgün Yedekli Lityum Tabanlı Batarya Birimleri
ABD’nin o dönemki başkanı George W. Bush, 19 Mart 2003 tarihinde ülkenin tepeden tırnağa kitle imha silahları ile dolu olduğunu öne sürerek Irak’ın işgal edilmesi emrini verdi. ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin başkent Bağdat’a girmesi sonrası ortadan kaybolan dönemin lideri Saddam Hüseyin 13 Aralık’ta Kuzey Irak’ta bir delikte saklanırken bulundu.
“İLK BAŞTA KORKTUM”
Saddam Hüseyin’in yakalanması sonrası ABD yönetimi, ülkenin şimdiye kadar yaptığı en önemli sorgulamalardan birini yürütmek üzere FBI ajanı George Piro’yu görevlendirdi.
İçeri kimsenin girmesine izin verilmediği sorgu odasında yedi aylık bir süre boyunca Saddam Hüseyin’le konuşan FBI ajanı, CNN’den Peter Bergen’e yaptığı açıklamada üslerinin kendisini arayıp “Saddam Hüseyin’le bir yıl geçirmeye hazır ol” dediğini ve bunun onu ilk başta korktuğunu açıkladı.
FBI ajanı George Piro/FBI
“30 SANİYE İÇİNDE 2 ŞEYİ HEMEN ANLADI”
Görevini iyi bir şekilde yerine getirmek için hemen gidip Saddam Hüseyin ile ilgili kitaplar alan ve hayatını baştan sona inceleyen Piro, onunla ilk tanışmasında devrik liderin kendisine baktığını ve 30 saniye içinde 2 şeyi hemen anladığını anlattı;
“İçeri girdiğimde ona adımın George Piro olduğunu ve onu sorgulamak için görevlendirildiğimi söyledim. Bana baktı ve ‘sen Lübnanlısın’ dedi. Ona ailemin Lübnanlı olduğunu söyledim. Sonra bana Hristiyan olduğumu söyledi. Bunların onun için sorun olup olmadığını sordum. Bana ‘kesinlikle hayır’ dedi. Lübnanlıları seviyordu”
7 aylık geçirdikleri sorgulama süreci hakkında dikkat çeken detaylar veren Piro şunları söyledi;
“Başlangıçta onu sadece sabahları görüyordum. Resmi sorgulamalar haftada bir ya da iki kez yapılıyordu ve birkaç saat sürüyordu. Zaman geçtikçe onunla daha fazla bire bir zaman geçirmeye başladım. Özellikle ilk birkaç ayda amacım onu konuşturmaktı.
Hayatta neye değer verdiğini, neyi sevdiğini, sevmediğini sordum. Böylece tarihten sanata, spordan siyasete kadar her şeyi konuştuk.”
“LADİN’İ SEVMİYORDU, EN BÜYÜK DÜŞMANI İRAN’DI”
CIA’in o dönem kullandığı gelişmiş sorgulama tekniklerini kullanmadığını belirten Piro, “Saddam dürüst, açık sözlü ve konuyu tartışmaya istekli olduğunu hissedene kadar kitle imha silahları veya El Kaide’den bahsetmeyecektim” dedi ve sözlerine şöyle devam etti;
“Daha sonraki konuşmalarımızda bana Usame bin Ladin’i sevmediğini ve El Kaide’nin ideolojisine inanmadığını söyledi. ABD yönetiminin elinde olduğundan endişe ettiği kitle imha silahlarına sahip olmadığını söylüyordu. Ona göre ülkesinin en büyük düşmanı ABD ya da İsrail değil, İran’dı. Elinde kitle imha silahları olduğunu söylerken amacı İran’ı korkutmaktı”?
Saddam Hüseyin, yargılandığı “davada insanlığa karşı işlediği suçlar nedeniyle” asılarak ölüme mahkum edildi.
Süper Lig’in 27. haftasında Galatasaray ile Adana Demirspor kozlarını paylaştı.
Nef Stadyumu’nda oynanan mücadeleyi Galatasaray 2-0’lık skorla kazandı.
Karşılaşmanın ilk yarısında iki takım da pozisyonlardan yararlanamadı ve devreye 0-0 girildi.
OYUNA GİRDİ, GOLÜNÜ ATTI
Oyuna 74. dakikada giren Midtsjö, 86. dakikada sahneye çıktı ve Galatasaray’ı öne geçiren golü kaydetti.
Son sözü ise 90+8. dakikada Nicolo Zaniolo penaltıdan söyledi.
Bu sonuçla birlikte puanını 63’e yükselten sarı-kırmızılılar, 2 maç fazlasıyla Fenerbahçe ile puan farkını 9’a çıkardı. Adana Demirspor ise 45 puanda kaldı.
MAÇTAN DAKİKALAR
1’inci dakikada Galatasaray etkili geldi. Oliveira’nın sağ kanattan kullandığı köşe vuruşunda topa iyi yükselen Abdülkerim Bardakcı’nın kafa vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Ertaç Özbir’de kaldı.
15’inci dakikada Adana Demirspor’da Akintola, sağ kanatta boşta olan Emre Akbaba’yı gördü. Bu oyuncunun ceza sahası sağ çaprazından yaptığı sert vuruş direkten dışarıya çıktı.
19’uncu dakikada Galatasaray’da Oliveira’nın sağ kanattan kullandığı serbest vuruşta, Abdülkerim Bardakcı topa dokundu fakat top az farkla auta gitti.
44’üncü dakikada Adana Demirspor’da orta alanda Ndiaye, savunma arkasına sarkan Onyekuru’yu gördü. Bu oyuncunun ceza sahası içerisinden sert vuruşunda top direkten dışarı gitti.
Karşılaşmanın ilk yarısı 0-0 beraberlik ile tamamlandı.
68’inci dakikada Adana Demirspor etkili geldi. Stambouli’nin içeri çevirdiği topa arka direkte Cherif Ndiaye kafayla dokundu fakat topu Nelsson çizgiden çıkardı.
72’nci dakikada Rashica, kafayla topu Boey’e indirdi. Bu oyuncunun ceza sahası dışından vuruşunda meşin yuvarlak yandan dışarıya çıktı.
79’uncu dakikada Galatasaray’da Rashica, uzak mesafeden sert vurdu fakat top dışarıya gitti.
86’ncı dakikada Galatasaray’ın golü geldi. Sağ kanatta Boey’in açtığı ortayı savunma uzaklaştırdı. Topu önünde bulan Midtsjö’nün gelişine vuruşunda top ağlarla buluştu: 1-0.
90’ıncı dakikada sağ kanattan Yunus Akgün’ün kullandığı serbest vuruşta topa ön direkte Torreira dokundu fakat kaleci Ertaç Özbir topu kornere çeldi.
90+6’ncı dakikada Galatasaray penaltı kazandı. Hızlı kontra atak yakalayan Galatasaray’da Zaniolo’nun pasıyla ceza sahası içerisine giren Yunus Akgün, Rodrigues’in müdahalesi ile yerde kaldı. Hakem Ali Şansalan penaltı noktasını gösterdi.
90+8’inci dakikada topun başına geçen Zaniolo, meşin yuvarlağı ağlara gönderdi: 2-0.
İLK 11’LER
Galatasaray: Muslera, Boey, Nelsson, Abdülkerim Bardakcı, Adekugbe, Oliveira, Torreira, Mertens, Rashica, Kerem Aktürkoğlu, Icardi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Davutpaşa Kampüsü’nde düzenlenen Yıldız Teknik Üniversitesi İSTKA Projeleri Açılış Töreni ve TÜBİTAK Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi Sonuç Töreni’ne katıldı. Törende, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, birçok üniversite rektörü ve akademisyenler de yer aldı.
ÜNİVERSİTELERİN İÇİ BİZDEN ÖNCE BOŞTU
Bakan Varank, “Kalkınma Ajansları eliyle üniversitelerin ve akademisyenlerin bin 327 projesine bugüne kadar 3,3 milyar lira destek sağladık. Bugün açılışını yaptığımız araştırma merkezleri gibi birçok altyapıyı Kalkınma Ajanslarmız sayesinde ülkemize kazandırdık.TÜBİTAK, son 5 yılda üniversitelerimizde yürütülen 10 bin 910 projeye 4,4 milyar lira destek verdi. Girişimcilik ekosistemi üniversitelerimizin verdiği katkıyla ciddi bir atılım içerisine girdi. AR-GE harcamalarının GSYH içerisindeki payı biz iktidara geldiğimiz binde 5’lerdeyidi bugün yüzde 1,40’a ulaşmış durumda, üç kat arttırmış oluyoruz.Araştırmacı sayımız şuanda Türkiye’de 222 bin. Hani Türkiye’de üniversitelerin içi boş diyorlar ya. Asıl üniversitelerin içi 20 yıl önce boştu. Evet, üniversitelerin içi bizden önce boştu. Araştırmacı sayılarına baktığımızda Türkiye’de 35-40 bine yaklaşan araştırmacı sayısı vardı. Bugün 222 binden bahsediyoruz. 10 kattan fazla artış var. Söylenenin aksine üniversitelerimizin insan kaynağı kapasitesi, araştırma altyapıları kapasitesi hamdolsun günden güne gelişiyor. Artık dünya basınında Türk teknoloji girişimcilerinin başarılarıyla ilgili haberler görmek kimse için sürpriz değil. 2012 yılından bu yana her sene TÜBİTAK aracılığıyla Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi’ni hazırlıyoruz. Orada da üniversitelerimizin artan performansını görmek bizi ziyadesiyle memnun ediyor” dedi.
ENDEKSTE YER ALAN ÜNİVERSİTELERİMİZİ BİR KEZ DAHA TEBRİK EDİYORUM
“TÜBİTAK Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi sonuçlarını 11. kez sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz” ifadesini kullanan Varank, “Endeks, ülkemizin en girişimci ve yenilikçi 50 üniversitesini belirleyerek, üniversiteler arası yapıcı rekabetin artmasına ve inovasyon ekosisteminin gelişmesine katkı sağlıyor. Bu çalışmada 50’nin üzerinde öğretim üyesi olan 192 üniversiteyi, “bilimsel ve teknolojik araştırma yetkinliği”, “fikri mülkiyet havuzu”, “işbirliği ve etkileşim” ile “ekonomik ve toplumsal katkı” boyutları altında 23 göstergeye göre sıralıyoruz. 11 yıl önce başlayan endeks çalışmaları, bugün başta üniversitelerimiz olmak üzere kamuoyu tarafından merakla beklenen bir sıralamaya dönüştü. 2022 Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi Sonuçlarına göre ilk 10 üniversitemizi açıklıyorum. En girişimci ve yenilikçi üniversite endeksinde 10. sıra İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, 9. sıra Özyeğin Üniversitesi, 8.sıra Gebze Teknik Üniversitesi 7.Boğaziçi Üniversitesi, 6.sıra Koç Üniversitesi, 5. Sıra İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi, 4.sıra Yıldız Teknik Üniversitesi, 3.sıra İstanbul Teknik Üniversitesi, 2. sıra Sabancı Üniversitesi, 1. sıra Ortadoğu Teknik Üniversitesi. Ben endekste yer alan tüm üniversitelerimizi bir kez daha tebrik ediyorum” diye konuştu.
TÜRKİYE GERİ DÖNÜŞÜM VE SIFIR ATIK KONUSUNDA CİDDİ BİR GELİŞME KAYDETTİ
Açılışı gerçekleştirilen Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki tesisler hakkında bilgi veren Varank, “İstanbul Kalkınma Ajansımızla desteklediğimiz Yıldız Teknik Üniversitesi ‘Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi’ ile’Katmanlı İmalat ve Titanyum Medikal İmplant Araştırma ve Üretim Merkezi’nin resmi açılışlarını hep birlikte gerçekleştireceğiz. Geri dönüşüm, geri kazanım, günümüzde önemi giderek artan bir konu.Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin öncülüğünde Türkiye geri dönüşüm ve sıfır atık konusunda ciddi bir gelişme kaydetti. Sayın Emine Erdoğan’ın girişimleriyle 30 Mart, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Sıfır Atık Günü ilan edildi. İşte bugün resmi açılışını yaptığımız Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi, atıkların geri kazanılabilirliği ya da biyobozunurluğu gibi konularda AR-GE çalışmaları yürütecek.Her türlü proseste mümkün olan en az seviyede atık oluşması, oluşan atıkların azami seviyede geri kazanımı için risk ve fırsat analizleri yapacak.Ulusal ve uluslararası alanda akredite test faaliyetleri gerçekleştirecek. Ülkemizde halihazırda yapılamayan, Avrupa Birliğinde ise sadece birkaç ülkede gerçekleştirilebilen birçok test artık bu merkezde, İstanbul’da yapılabilecek. Diğer bir merkezimiz olan katmanlı imalat teknolojisine odaklanan merkezimizde ise yine geleceğe dönük işler yapacağız. Biliyorsunuz, her geçen gün yeni ve farklı sektörlerde kullanılmaya başlanan ve hızla gelişen bir teknoloji, adeta devrim yaşanıyor. İşte açılışını yaptığımız Katmanlı İmalat ve Titanyum İmplant Araştırma ve Üretim Merkezi’nde cerrahi taleplere bağlı olarak hastanın ihtiyacına göre kişiye özel titanyum medikal implantlar tasarlanıp üretilecek” dedi.
Konuşma sonrası açılışı gerçekleşen merkezler için kurdele kesildi. Bakan Varank, daha sonra açıklanan endekste yer alan üniversitelerin rektör ve temsilcilerine sonuç belgelerini teslim etti. Toplu fotoğraf çekimi ardından Varank alandan ayrıldı.
Ankara’da gerçekleştirilen Türk Metal Sendikası 17’nci Olağan Genel Kurulu’na Bakan Vedat Bilgin’in yanı sıra Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Başkanı Ergün Atalay, Türk Metal Sendikası Başkanı Pevrul Kavlak katıldı. Bakan Bilgin, vatan ve emeğin birbirinden ayrılmaz unsurlar olduğuna dikkat çekerek, “Vatanımıza ve emeğimize sahip çıkacağız. Türkiye, 19’uncu yüzyılı az gelişmiş ülke olarak yaşadı. 2000’li yıllardan itibaren Türkiye adeta yapı değiştiriyor. Gelişme yolunda önemli mesafeler kat ettik. Bütün bu dönemin karşılaştığımız her sorununu biz ancak birlikte aşabiliriz. Burada da emeğimizi ve vatanımızı koruyacak, o temeller üzerinde yükseltecek bir anlayışa ihtiyacımız var. Son 20-25 yılda gerçekleştirdiğimiz başarıların arkasında, Türkiye’nin kalkınma sürecinde sermayenin çok önemli bir rolü var. Biz sermayeye düşman değiliz; ama biz sermayenin emek düşmanlığı yapmasına izin vermeyiz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti sosyal devlettir” diye konuştu.
‘ÜCRETLER ÜZERİNDE VERGİ DENGESİZLİĞİ VAR’
Bilgin, enflasyonun emekçilerin sabit gelirlerini tahrip ettiğini belirterek, “Biz sosyal devlet sorumluluğuyla buna karşı çeşitli tedbirler aldık. Ben öğrencilik yıllarımda Ankara’da bir tekstil atölyesinin duvarına ‘asgari ücret vergi dışı bırakılsın’ yazısı yazan birisiyim. Sadece asgari ücretten değil, bütün ücretlerin gelirinden asgari ücret oranında vergi dışı bırakılması benim bakanlığım döneminde benim hazırladığım çalışmayla ve Sayın Cumhurbaşkanımızın desteğiyle yasalaştı ve uygulamaya konuldu. Buna rağmen biliyorum ki ücretlerin üzerinde hala vergi dengesizliği vardır. Bunun da çözülmesi konusunda hem Türk- İş hem de TİSK başkanımızın kendi imzalarıyla bana getirdikleri benim de çalıştığım bir konu var. İnşallah onu da çözeceğiz. Hiçbir konuyu ‘seçimden önce yapalım seçimden önce bitirelim’ gibi bir derdim yok. Biz zaten önümüzdeki dönemde iktidarda olacağız. Dolayısıyla o konuyu biz çözeceğiz. Kimse endişe etmesin” dedi.
‘BU SORUNU DA ÇÖZECEĞİZ’
Bilgin, geçici işçiler sorununu çözdüklerini hatırlatarak, “Ben 2000 yılında Demiryolları Genel Müdürüydüm. O zaman geçici işçi sorunuyla karşılaşmıştım. O zaman benim de geçici işçilerim vardı, bugün de var. ‘Bu ne bitmeyen geçici işçilikmiş’ dedik ve o sorunu da çözme fırsatı bulduk. Bize nasip oldu. Onun için ben her sorunun çözülebilir sorun olduğunu düşünüyorum. EYT, yirmi küsur yıldır çözülmeyen bir sorundu, EYT sorunu çözüldü. EYT’lilerin büyük kısmı yaklaşık 950 bin kişisi işçiydi. Onların sorununu çözdük. 1 Nisan’dan itibaren hak edenler iki maaşla çalışacaklar. Çalışma imkanlarının da önünü açtık. Sosyal güvenlik destek primini aşağı çekerek işverenlerin onların çalışmasına imkan vermesi halinde avantajlı olmasını temin ettik. Bazı kuruluşların yeniden taşeron işletmeciliğine müracaat etmesi sonucunda artan sayılar var. Bu sorunu da çözeceğimizin sözünü verdim. Çözülecek her dosyayı çalışıp kapatıyordum. En son kapattığım dosya geçici işçiler dosyasıydı. Şimdi de önümüzde bu duruyor. Bunu da çözeceğiz hiç kimsenin endişesi olmasın” ifadelerini kullandı.